Kaz Dağları; Balıkesir ve Çanakkale’ye yayılan çok geniş bir coğrafyada yer almaktadır. Fakat tüm dağın milli park değildir. İşin aslı bu dağın sadece %10’u milli parktır. Geri kalanını ise köylerin, maden ocaklarının bulunduğu orman ve yerleşim karışımı yerleri kaplamaktadır.
Kazdağları, bünyesinde insanı mest eden bakir doğa harikası kuytular barındırdığı gibi uzaklaşmak isteyeceğiniz istila edilmiş piknik alanlarını da barındırmaktadır.
Kazdağı Milli Parkı
Kaz Dağları, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için oldukça önemli bir konuma ve rezervlere sahiptir. Bu dağlar; Alpler’den sonra dünyanın en önemli 2. oksijen deposu olarak ün salmıştır. Ancak bilinenin tam aksine bu oksijenin üretildiği yer orman değil, denizdeki yosunlardır. Üretimi denizde gerçekleşen oksijen oksijen, bir baca gibi Kaz Dağları’nın arasındaki kanyonlardan yukarı vakumlanıyor ve yoğun olarak 800 -1200 metre arasında birikiyor. Burada dalınan uykunun tatlı olması işte bu oksijen seviyelerinden gelmektedir.
Denizden gelen nem, oksijen seviyesi ve dağın yüksekliği gibi etkenler sayesinde burada çok özel bir ekosistem oluşuyor. Başka bir coğrafyada yaşaması imkânsız olan bitki türlerinin gelişmesi mümkün olmuştur. Kaz Dağları bünyesinde 800’den fazla bitki çeşidi bulunmaktadır. Bunların 49’u Anadolu’ya özgü ve 31’de bu milli parka özel endemik türlerdir. Barındırdığı zengin türler ve benzersiz yapısı bakımından aynı Amazonlar gibi dünya için oldukça önem arz etmektedir.

Eski uygulamaya göre dağın %10’unu kapsayan milli parka sadece rehber eşliğinde girilmeye ve gezilmeye izin veriliyordu. Bu çok doğru bir uygulamaydı çünkü ne kadar bilinçsiz olduğumuz dağa verilen zararlarla ortaya çıkmıştır. Ancak günümüzde bu uygulamanın kaldırılmasıyla birlikte insanların orman içerisinde ateş yakması, çiçek toplaması, patikadan çıkıp bitkileri ezmesinden tutun, çöp atmaları, dal koparmaları yüzünden buralara geri dönüşü olmayan zararlar vermektedir. Ayrıca, biyo-kaçakçılar tarafından burada yetişen bitkiler sökülüp götürüldü için tüm alanda denetim şart hale gelmiştir.
Kazdağı Milli Parkı’nda Yürüyüş ve Kamp
Tüm milli parkı bir alan kılavuzu ile gezmeniz, bölgeyi daha iyi tanımanız açısından yararlı olacaktır. Alan kılavuzu ile gezmenin en iyi tarafı; baktığınız şeyler onların açıklamaları ile anlam kazanmaktadır. Endemik bitkileri incelerken aynı zamanda faydalarını ya da bir ağacın nüfus artışının işaret ettiği iklimsel değişiklikleri anlatıldığı zaman gezinizden daha çok keyif ve verim alırsınız.
Alan rehberlerinin hepsi, bölgeyi en iyi onlar bilebileceği için buranın köylülerinden seçilmiştir. Rehber adayları öncelikle bir teste tabi tutulduktan sonra seçilirlerse Orman Bakanlığı’nca eğitim alarak alan kılavuzluğuna yükselmişlerdir. Eğer bir alan kılavuzu ayarlamak istiyorsanız Zeytinli Köyü’ndeki Kaz Dağları Tanıtım Ofisi’ne gitmelisiniz. Rehber sayısı kısıtlı olduğu için sabah 9-10’a kadar tanıtım ofisine gelmeniz gerekmektedir, aksi halde rehber kalmıyor. Size gelmeden bir kaç gün önce temasa geçip rehber ayarlamanızı öneririz.

Klasik turlara tercih etmeniz halinde, araçla gezi yapılmaktadır. Farklı noktalarda dura dura Milli Park’ın içindeki Sarıkız Türbesi’ne gidiliyor. Dönüş yolunda ise yaya olarak devam edilip bir yürüyüşe çıkılıyor. Ne kadar yürümek istediğiniz size kalmış; 2, 4, 7 ya da 20 km olmak üzere farklı yürüyüş parkurlarından birini seçebilirsiniz.
Sarıkız’ın Türbesi
Milli Park’ın sınırları içinde yer alan Sarıkız’ın türbesi zirvede yer alıyor. Hem Sünniler hem de Aleviler için kutsal kabul edilen bu türbede her sene şenliğe geliniyor. Yılın diğer günlerinde de adakçılar tarafından ziyaret ediliyor. Buradan Edremit Körfezi manzarasını izleyebilirsiniz.
Sarıkız Efsanesi
Sarıkız’ın efsanesi Kaz Dağları ile özdeşleşmiştir ve töre cinayetlerine parmak basarak çok önemli bir toplumsal konuyu göz önüne seriyor. Geçmiş zamanlarda etraftaki köylerden birinde genç ve güzel bir Sarıkız babası ile yaşarmış. Sarıkız yaşadığı köyden kimseyle evlenmek istemeyince köyün gençleri kızın adını kötüye çıkarır ve kız köyden yok yere dışlanır.
Babasından kızını öldürüp namusunu temizlemesi istenir fakat baba kızını öldüremez ve kızını kazları ile birlikte dağa götürüp orada ölüme terk eder. Yıllar geçer ve baba dağa çıkan kişilerden kızının hala yaşıyor olabileceği haberini alır ve dağa çıkıp kızını aramaya karar verir. Kızı gerçekten de yaşıyordur. Dağa ulaştığında kızından su ister. Ancak kız erimiştir ve bir elini uzatıp testiye denizden su doldururken diğer elini uzatarak dağlardan babasına su getirir.
Kızına bir iftira uğruna haksızlık ettiğini anlayan baba bu dağlarda kahrından ölür. Burada kızın türbesi Sarıkız Tepesi’nde yer alır. Hemen yakınındaki diğer zirvede de babasının türbesi bulunmaktadır ve buraya Baba Tepe denilmektedir.
Kazdağları Seyir Terası
Kazdağları’na hazır gelmişken Edremit’te bulunan, 2021’de Kazdağları’nın yaklaşık 900 metre rakımlı Şahindere Kanyonu üzerine kurulmuş olan cam seyir terasına uğrayarak, muhteşem manzarasını görmeden dönmemelisiniz. Tüm körfez, Gömeç, Burhaniye, Küçükkuyu, Midilli ve Madra Dağı ayaklarınızın altında kalacak.
Zeus Altarı
Zeus Altarı’nın bulunduğu tepe, Adatepe’ye hemen 10 dakika mesafede yer almaktadır. Kaz Dağları’nın yani mitolojik ismi ile İda Dağı’nın en güzel ve geniş manzaralı noktalarından biridir. Troya Antik Kenti ile bu Altar’ın kâşifi olan Heinrich Schliemann tarafından iddia edildiğine göre, İlyada Destanı’nda da sözü geçen, Zeus’un Truva Savaşı’nı izlediği tepe burasıdır. Zatan âdete kayadan bir tahtı andıran Zeus Altarı, Midilli, Edremit Körfezi ve Küçükkuyu’ya hâkim mükemmel manzarası olan bir bir yerdir. Zeus Altarı’nın tek olumsuz yanı yazın biraz kalabalık olabilmesidir.
Zeytinyağı Müzesi
Burası Kaz Dağları’nın bünyesinde bulunmasa dahi dağın hemen yamacında yer alır ve Adatepe’ye giderken mutlaka önünden geçeceğiniz Küçükkuyu‘da bulunmaktadır. 2001 yılında tarihi bir sabunhanenin müzeye dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Müze bünyesinde bölgedeki köylerden toplamış zeytin, zeytinyağı ve sabun üretimine ilişkin presler, taşıma saklama toplama aletleri gibi çeşitli araç – gereçleri bulundurmaktadır.
Bir üretim hane olarak da kullanılan müzede aynı zamanda kuru baskı tarzında zeytinyağı üretimi de yapılmaktadır. Müzenin hemen yanında bulunan dükkândan zeytin ve zeytinden üretilen yağ, sabun gibi ürünleri satın alabilirsiniz. Ayrıca taze köy ekmeğiyle zeytinyağı tadımı yapmanız mümkün. Girişin ücretsiz olduğu müze Adatepe’ye çıkan yolun başında bulunmakta.
Türkmen Şenlikleri
Kazdağları’nın geniş bölgesinde toplamda 10 Türkmen 14 Yörük köyü bulunmaktadır. Bu da demektir ki burada hatrı sayılır bir Türkmen – Yörük nüfusu yaşamaktadır. Burada yaşamlarını sürdüren Türkmenler, geçmişten günümüze yüzyıllardan beri süregelen geleneklerini yaşatmaya çalışıyorlar ve gelecek nesillere aktarmaya özen gösteriyorlar.
Özellikle 700 senelik bir gelenek olarak her sene Ağustos ayında 10 günlüğüne “Sarıkız Türkmen Şenlikleri” adı altında, Kaz Dağları’nın Kartal Çimeni Yaylası’na çıkıyorlar. Sürenin sonunda ise Sarıkız Türbesi’nde kurban kesip adaklar adıyorlar. Eğer bu dönemi yakalayabilirseniz Türkmenler tarafından700 yıldır yaşatılan bu özel geleneğe şahit olabilirsiniz.
Hasanboğuldu ve Sütüven Şelalesi
Kazdağları’nın en popüler piknik alanlarından biri Hasanboğuldu’dur. Kaz Dağları’nın eteklerinde ve Zeytinli sınırları içinde bulunan Hasanboğuldu’ya ulaşabilmek için Beyoba Köyü’nden geçmeniz gerekiyor. Buraya gelmeden hemen 300 metre önce de Sütüven Şelalesi’ni de görebilirsiniz. Bünyesinde büyük bir yeme içme tesisi bulunan piknik alanında ayrıca köylülerin ürünlerini sattıkları bir de pazar bulunmaktadır.
0 Yorum